Sevgili okurlarım,
Bugün, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün millet mekteplerinin başöğretmenliğini üstlendiği tarihin anısı olarak kutlanan “Öğretmenler Günü…”
Peki öğretmenlerimiz bu anlamlı günü kutlayabilecek durumdalar mı?
Ne gezer?
Türk Eğitim-Sen’in yaklaşık 17 bin öğretmenin katılımıyla yaptığı anketten son derece düşündürücü sonuçlar çıkmış.
Buna göre; öğretmenlerin yüzde 89’u borç sarmalı içinde…
Yüzde 70’i tükenmişlik sendromunun pençesinde…
Yüzde 37’si sürekli sinirlilik halinde…
Yüzde 80’i ise yönetici atamalarının adaletten uzak biçimde yapıldığı inancında…
* * * * * *
Sevgili öğretmenlerimizin borç açılımları da şöyle:
Yüzde 85’i bankalara…
Yüzde 7’si eşe dosta…
Yüzde 3’ü esnafa…
Yüzde 0.2’si tefeciye…
Yüzde 6’sı ise “diğer” kişi veya kurumlara borçlu olarak yaşayabiliyor.
“Diğer” hanesiyle ilgili ayrıntılı bilgi verilmiyor, kimler olabileceği, okurların tahminine bırakılıyor!
* * * * * *
Bu nedenle öğretmenlik mesleğinin prestijli bir iş olduğuna inananların oranı yüzde 4’e düşmüş durumda!
Zaten aksi bir sonuç, çok şaşırtıcı olurdu!
* * * * * *
Araştırmalar, öğretmenlik mesleğinin yıpratıcılığına dikkat çekerken, Türk öğretmenlerinin, dünya öğretmenlerine göre daha çok çalıştıklarını, ancak daha az ücret almakta olduklarını gösteriyor.
Ortaya çıkan verilere bakılırsa, öğretmenlerin çalışma koşullarıyla, ekonomik sorunlarının zaman geçirilmeden iyileştirilmesi gerekiyor.
Eğitimciler AKP ideolojisinin ürünü olan 4+4+4 yasasının; eğitimi bilimsel, çağdaş, laik ve demokratik olmaktan hızla uzaklaştırdığı görüşünü savunuyorlar.
* * * * * *
“Atanamayan Öğretmenler”in durumu ise apayrı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Zira, 350 bini aşkın öğretmen adayına kadro bulunamıyor.
Kadrosuzluk nedeniyle atanamayan öğretmenler ruhsal bunalımlara giriyor, haklarını alabilmeyi beklerken sokaklarda yaşam mücadelesi veriyor.
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk‘ün hazırladığı soru önergesindeki tespitler, insanın yüreğini yakıyor.
Çünkü önergede ataması yapılamayan öğretmenlerden 30’a yakınının canına kıydığı belirtiliyor.
* * * * * *
AKP iktidarının yaptıklarına (!) gelince:
Sistemi değiştireceğine Milli Eğitim bakanlarını değiştiriyor!
İdareci kadrolarına ehil olanları değil, yandaşları atıyor!
Başarısızlıkla sonuçlanacağı kesin olmasına karşın, klavyesiz tablet bilgisayarla eğitimde ısrar ediyor!
Böylece tablet bilgisayar satıcısı yandaşlarına oluk gibi para akıtıyor!
Ama öğretmenini borç harç içinde yaşamaktan, ona buna avuç açmaktan kurtaracak parayı bulamıyor!
Sonra da öğretmenlerin gününü kutluyor!
Bu kutlamanın alay etmekten farksız olduğunu anlamayacağımızı sanıyor!
UĞUR DÜNDAR’IN NOTU: Üzerimde emeği olan değerli öğretmenlerimin çoğu ne yazık ki hayatta değiller. Yaşayanların ellerinden öpüyor, Allah’ın rahmetine kavuşanların aziz hatıraları önünde sevgi, saygı ve minnetle eğiliyorum.
Uğur Dündar
Sözcü