Uzun zamandır blogumun headerının altında yer alan "Hakkımda" kısmındaki içeriği değiştirmeyi planlıyordum. Çok kısa bir kaç cümle yer alıyordu rahatsızdım bu durumdan. Kendini anlatmak zordur çoğu zaman ama bazı zamanlar da anlatmakla bitmez bir türlü, her şeyi paylaşmak istersiniz. Amaç okuyucu ile doğru frekansı yakalayabilmek için aradaki engelleri kaldırmaya çalışmak, "Kim yazmış bu yazıları yahu?" sorusuna cevap oluşturabilmektir. İşte bu yüzden sonunda, elimden geldiğince kısa(!) olması için çabalayarak "Mekila kimdir?" diyerek bir şeyler karaladım. Merakınız ve bunu dindirecek yeterli zamanınız varsa buyurun efendim.
* * * * * *
"Mekila Kimdir?
1980 –1990 arası doğarak; çocukluğunu 90’larda yaşamış bu yüzden de kendini şanslı görmüş, çamurdan oyuncaklar yapmış, annesinin lastikli eteğini kafasına takıp saçlarının Rapunzel misali uzun olduğunu hayal ederek dönemin hit şarkılarında göbek atmış, oyuncak bebeklerine gözü gibi bakıp şu güne dek yepyeni kalmalarını sağlamış, güneşli günde karşı evdeki oyun arkadaşının evine gidip elinden tutarak kendi bahçelerine getirip piknik yaptırmış, koltuk minderlerinden ve çarşaftan derme çatma yaptığı hayali evinde evcilik oynamış, paslı bir kaydırak ve tahtası kırık bir salıncağın olduğu tarla denilen parklarda taşları dizip ev, çimenleri toplayıp yemek, tuğlaları kırıp tükürükleyerek kına yapmış [evet biliyorum iğrenç =) ] , geceleri yatağın altındaki canavar ayağını yakalayacak düşüncesi ile yatağına zıplayarak çıkmış, kedileri her sevişinde cırmalanmış, annesinin “üşütürsün sonra aman aman” diyerek pantolonunun altından zorla giydirdiği bol kaşındıran külotlu çorabı boğazına kadar çekiştirilmiş, Adam Olacak Çocuğu ve ancak hafta sonları ardı ardına yayınlanan çizgi filmleri izleyebilmek için minicik sehpalarda eğile büküle ödevlerini yapmış, ah o ödevlerin derslerin çalışkanlığın hırsından misafirliklere dahi sırtında çantası ile gidip “ Anneeeee hadi eve gidelim ben ders yapcaaaaam” diyerek herkesi çileden çıkarmış,
o zamanlar daha ilk kez yayınlanan Jaws filminin etkisi ile her yaz gidilen tatillerde bir türlü korkmadan yalnız yüzememiş, nivea mavi kutulu kremi “cilt bakımı yapıyorum ben “ düşüncesi ile sandalyeye çıkıp aldığı aynanın karşısında suratına boca etmiş, sokaktaki oyunlardan kovalamacalardan saklambaçlardan ip atlamaktan yani kısacası gerçek hayattan kopmasını sıra için ağabeyi ve ablası ile kapışıp durmasına neden olan çok çabuk ısınan atarileri sağlamış, daha o zamanlar renk uyumuna düşkünlüğünden annesinin giydirdiklerini beğenmeyip kendi kıyafet kombinini yapmaya çalışmış, herkesten gizli bulduğu deterjanları karıştırıp deney yapmaya çalışmış bu karışımları da şırınga ile evdeki saksı çiçeklerine enjekte etmiş kalan karışımları dolabın ücra köşelerine saklayıp unutarak dolabı kokutmuş, gördüğü en teknolojik ilk şey şimdilerde takoz denilen antenli dev cep telefonu olmuş, tek katlı müstakil evlerinin zemininde karıncaların açtığı deliğe toz şeker doldurup iyice tıkıştırarak karıncalara yemek verdiğini sanmış, düş dünyasından dolayı kendisini zaman zaman Green Gables’ın Anne Shirley’sine benzeten (ki en sevdiğim çizgifilmdir), ergenlik çağında bol bol siyahlar giyip metal dinlemiş, tezat bir şekilde bir yandan da her hafta dönemin ünlü şarkıcılarına dair haberlerin yer aldığı Top Pop vs magazin dergilerini almış, her daim çantasında kasetini taşımak şeklinde delilik derecesindeki Çelik hayranlığından dolayı çevresini dahi bıktırmış, izlediği film, çizgifilm ve çoğu zaman anlam veremediği kliplerden aşırı derecede etkilenmiş, hayal dünyası normalin de ötesinde olduğu için kimi zaman garipsenilmiş bu yüzden de kimi zaman kendisini ifade etmekte zorlanmış, hamam böceklerinin uçanlarından uçmayanlarından her daim korkmuş korkmakta olan,şarkı söylemeyi ve resim yapmayı her daim aşk seviyesinde yaşamanın etkisiyle resim yarışmalarına katılmış kısa bir dönem ses eğitimi almış, içindeki oyunculuk hayallerini çevresindekileri güldürmek amaçlı yaptığı taklitlerle bastırmış, daha 5 yaşındayken okul yollarını annesinin elinden tutup giderken aşındırmaya başlamış,müziğe ilgisinden konservatuarda, resme ilgisinden güzel sanatlarda okumayı, oyunculuğa merakından da tiyatrocu olmayı hayal etmiş buna rağmen Anadolu lisesini kazandığında iyice haşir neşir olduğu İngilizceye pek bir bağlanıp Üniversitede İngilizce okumak istemiş ancak çok çok alakasız bir yönde ilerleyip Çukurova Üniversitesi’nde Fizik okumuş, üstüne bir de C sınıfı İş Güvenliği Uzmanı olmuş, ruhundaki çocuğu, renkleri ve durulmasını asla istemediği melodik halini şimdilerde blogu ile somutlaştırmaya çalışan, küçükken adını söyleyemeyen kuzeninin kendisine hitap şekli olan “Mekila “ lakabı üzerine takılı kaldığı için bloguna da bu adı vermiş, keçe ile uğraşıp pastalar yapmayı seven fotoğraf çekmeye bayılan, kendince kuralları, olmazsa olmazları az biraz da takıntıları olan, kafasındaki kriterleri sağlayamayan kişilerle arkadaş dahi olamayan sildi mi tam silen, buna rağmen hayalindeki aşkı bulabilmiş ve hayat yoluna birlikte devam etmek için evlenmiş biridir.
No comments:
Post a Comment